Açıklama
Caner Yaman Kitapları Seti içerisinde yazarın unutulmaz kitapları yer alıyor. Her kitapta başka bir serüven yer alıyor. Bu ilginç serüvenlerin hayatımıza kattıkları ise hem tanıdık, hem sıra dışı. Neleri kaybettin, kimi unutamadın, ne hatırlıyorsun, sonra ne oldu? En yakınlarımıza bile sormadığımız ve herkesin hayatında önemli bir rol oynayan bu sorular, yazarın soluksuz anlatımıyla farklı kitaplarda bir hayatı tasvir ediyor. Gördüklerimizin fotoğrafını çekebilen, kokuyu bir nesneyle bağdaştıran, aynı tadları hissettiren beynimiz, herkesin yaşadığı ama farklı anlamlandırdığı duyguları neden ifade edemiyor. Yazar, kalbin derinliklerinde hisler arasında bir yolculuğa sizi davet ediyor.
Türü | : | Set |
Sayfa Sayısı | : | 1056 |
Kapak | : | Karton |
Kağıt | : | 2. Hamur |
Basım Yılı | : | 2021 |
Dili | : | Türkçe |
- Ürün Özellikleri
- Ödeme Seçenekleri
- Yorumlar (1)
- Tavsiye Et
-
İyileşmek
Dün bitti, hikâyen devam ediyor...
Yolu sana çıkmayanların yolundan ayrıldığında iyileşmeye başlayacaksın.
“İnsanı insan yaralar, yaralarını yine insan sarar.
Aslolan, doğru tercihleri yapabilmek ve zor kararlar vermeyi göze alabilmektir.
Olmayana değil olana odaklanmak, gidene değil kalana sarılmak ve yüreksizlere değil, her koşulda senin için yüreğini ortaya koyanlara tutunmak iyileştirecek seni. Gidenlerden kopamadıkça yaralanan ruhun, şifasını yanında duran ve asla gitmemiş olanları fark ettiğinde bulacak. Mütevazı varlıklarıyla hayatımızı nimete çevirenlere minnet duymak, unutulmaması gereken bir ödevdir sevgili dostum.
Önyargıları bir kenara bırakmış, olduğun gibi kabul eden, ilgisini esirgemeyen, her koşulda yardıma koşan, anlamaya çalışan, sadece hüznünde değil, sevincinde de yanında olan ve sevgisi koşullara bağlı olmayan kim varsa hayatında, hepsine teşekkür et.
“Çünkü ruhun şifası, senin yüreğindeki feryatları kendi yüreğinde duyabilenlerdedir ancak.”
(Tanıtım Bülteninden)
Sonrası Yok
Gitti...
Sadece ben değil bütün dünya bakakaldı sanki ardından, bütün sesleri sustu yeryüzünün, gülümsemelerin yerini asık suratlar aldı, akşam ezanıyla dönmedi çocuklar evlerine, Hanife hanım teyze kesmedi bahçesine kaçan topu, sabah namazına kalkmadı dedem, sis değil leblebi tozu çöktü üstümüze, nefes almak öksürtüyordu artık.
Gitti.
Yutkunamadım bile, gözlerim yaş dolmadı, dilim dönmedi, adını mırıldanamadım, kalp ritmim bozulmadı.
Bir rüzgar esti ve sara nöbetine tutulmuş gibi kesik kesik çırpındı yapraklar.
O gitti ve durdu zaman.
Yeryüzü, ben ve bütün çocuklar, leblebi tozu kadar ölümsüzdük o an.
(Tanıtım Bülteninden)
Pandalar Uçabilir
Güzel olan her şey nefreti yenebilir. İnanmak her güçlüğü yenebilir. Eğer inanırsan, pandalar bile uçabilir...
Yaralar sarılır, küsler barışır, gece aydınlanır.
İnandığın doğrular aslında birer masaldır. Masallar acıtmaz gerçekler kadar, gerçek masaldan daha yalandır.
Yağmur yağar. Sonra diner.
Bazıları hiç dönmez. Bazı acılar diner.
Bazı yaraları kim okşasa geçmez.
Er geç iyileşir hakkına girilen yürekler. Bu devran böyle sürüp gitmez.
Bir gün...
Susayan kanar susadığı ne varsa.Aşka doyar mesela, ya da gülümseyen insan suratlarına.
Gülmek güzeldir. Yaşamak güzeldir. Sevmek güzeldir.
Güzel olan her şey nefreti yenebilir.
İnanmak her güçlüğü yenebilir.
Eğer inanırsan, pandalar bile uçabilir...
(Tanıtım Bülteninden)
Güzel Kaybettik
Bize düşen, düştüğümüz yerde beklemek oldu hep.
Bekleyecektik ve beklenenler asla gelmeyecekti. Gelecek dedikleri şey, olmayanlar, gelmeyenler ve kaybedilenler üzerine inşa edilecekti.
Soğuk, karanlık, yalnız ve tedirgin koridorların çatlak duvarlarına asılmış
birer gölgeydik bu hayatta.
Bir fotoğraf kadrajının dışında bırakılmış sevimsiz bir detay,
devam zorunluluğu olmayan sıkıcı bir derstik.
Öğrenemediler.
Onlar bizden vazgeçtiler.
Vazgeçtiler ve kazandılar.
Biz kaybettik. Yine de vazgeçmedik.
Her seferinde daha güzel kaybettik.
En güzel biz kaybettik...
(Tanıtım Bülteninden)
Unutamadım
"Bak buraya bir dokunuş bırakıyorum" demiştim elimi kalbine götürüp. "Buraya başka kimsenin bırakamayacağı saflıkta, hayalimin de ötesinde berrak sudan çıkmış, içi sadece sevgi dolu bir dokunuş bırakıyorum. Kimsenin bilmediği, kimsenin duymadığı, sadece sana ait, yüreğimden sana kaçmış haylaz ama sevimli bir dokunuş. Gittiğin her yerde yanında olacak bir dokunuş, bir mühür bırakıyorum sana. Sen ve ben bileceğiz bunu ve asla unutmayacağız. Unutursak kaybederiz…"
Unutamadım, bir yanlışın romanı. Bir kaçışın, bir vazgeçişin, ama aynı zamanda kaçamayışın romanı. Umudun en dibe vurduğu anda hayatın kulağa fısıldadığı güzel günlerin romanı. Aşkın yüzeysel ele alınmadığı, hayata dair olandan bağımsız tutulmadığı bir roman. İçimizi güzellikle dolduran aşk kadar, o aşkın bir köşe başında uğradığı tecavüzlerin, yanı başında patlayan bombaların, gözünün önünde tekmelenen çocukların, en değerlileri için kendinden vazgeçmiş ve fakat bir hastane köşesinde dalgın gözlerle ölümü beklerken bile aşkından vazgeçmemiş olanların romanı... Bazen kocaman bir hiç'in, bazense hayatı anlamlı kılan her şeyin romanı.
Unutamadım, umutsuzluğun, Demokles'in kılıcı gibi tepemizde sallandığı ama sonunda bir çırpıda yere çalındığı, umudun galip geldiği sarsıcı ve sahici bir roman.
"Unutamayanlara" ve "unutmaya karşı direnenlere" bir armağan...
(Tanıtım Bülteninden)
Aşıktım Hatırlamıyorum
Hatırlamak düşmandır; ruhu yorar, beyni yorara, kalbi yorara…
Aşıktım Hatırlamıyorum, bizi uyuşturan, şaşırtan, rahatlatan, ağlatan, güldüren kısacası bizi biz yapan tüm yönlerimize sesleniyor. Yitip gitmeye yüz tutmuş o "çok sevgili" yaşanmışlıkların içine yolculuğa çıkartıyor. "Yürekte demlenmiş", damıtılmış kelimelerin bir araya gelmesiyle kurgulanmış uzun öyküler ve denemelerle edebiyatın büyülü lezzetini tattırıyor.
Caner Yaman "İçimdeki bütün sesler sustuğunda, bir odada tek başıma kaldığımda yalnızlıktan değil yazdıklarımdan medet umuyorum. Çünkü onlar kendime söyleyemediklerim oluyor, herkesten gizlediklerim… bazen can yakıyor, bazen can veriyor!" diyor. Yaklaşın yaklaşın bu kitap hepimizin gizini çözüyor. Bizi ortaklaştırıyor!
"Kurşun kalemle yazılmış bir hikâyenin altında, sayfalarda kalmış izler gibisin. Yeni hikâyeler yazılsa da üstüne, altta hep görünensin. Ben bu şiiri sana vermeyeceğim. Sen, sende ne yazdığını bilemeyeceksin."
(Tanıtım Bülteninden)
Ürün Yorumları
Benzer Ürünler