Stokta Yok
Kolektif

Başucu Klasikler Seti - 8 Kitap

İndigo
Açıklama
Kütüphanenizde mutlaka olması gereken, birbirinden değerli 8 klasik kitap bir arada sizlerle...
Türü : Set
Sayfa Sayısı : 1720
Kapak : Karton
Kağıt : 2. Hamur
Basım Yılı : 2021
Dili : Türkçe
700 TL ve Üzeri KARGO BEDAVA !
100,00 TL
125,00 TL
%20 indirimli
1-3 İş Gününde Kargo Kargo Ödeyen Ürünler için  tıklayınız
  • Ürün Özellikleri
  • Ödeme Seçenekleri
  • Yorumlar (0)
  • Tavsiye Et
  • Kütüphanenizde mutlaka olması gereken, birbirinden değerli 8 klasik kitap bir arada sizlerle...

    MARTI

    Demek öyle… Olsun… Tiyatroya inanmıyor, durmadan hayallerimle alay edip duruyordu. Ve yavaş yavaş ben de inanmayı bırakarak ümitsizliğe düştüm… Aşk kaygıları, kıskançlık ve yavrum için duyduğum korkularım yüzünden küçüldüm, acınacak hale geldim. Sahnede manasızca oynuyordum… Ellerimle ne yapacağımı bilmiyordum, sahnede durmayı beceremiyordum, sesimi yönetemiyordum. Korkunç oynadığınızı hissettiğiniz bu ruh halini siz anlayamazsınız. Bir martıyım ben. Yok, o değil… Bir martı vurmuştunuz, hatırladınız mı? Tesadüfen bir adam gelir ve yapacak başka bir işi olmadığından mahveder her şeyi… Küçük bir hikâye konusu… Bu o değil…
    Bir martı vurulur, bir hikâye konusu olur.

    Rus oyun yazarı Anton Çehov’un 'dört büyük” eserinden ilki olan Martı, eleştirmenler tarafından günümüze dek gelmiş geçmiş en iyi tiyatro eserlerinden biri olarak kabul görmüştür.
    İnsanlar arasındaki iletişimsizlik, iç içe geçmiş romantik ilişkiler, hayatın anlamı, sanatçının hayat gayesi, tiyatronun ihtiyaç duyduğu yenilikler gibi konuları işleyen Çehov, ardında ölümsüz bir tiyatro eseri bırakmıştır.

    DR. JEKYLL VE BAY HYDE'IN TUHAF HİKAYESİ

    Mektup istediğim şekilde eline ulaşmış olursa sevgili dostum Lanyon, lütfen senden rica ettiğim şeyleri gün içinde hallet, sonra da gece yarısında benim adımla sana gelecek elçiyi bekle. Eğer mektup eline ulaşmazsa ya da senden rica ettiklerimi yapmak istemezsen dün gece Henry Jekyll’ı son kez gördüğünden emin olabilirsin.
    İskoç yazar Robert Louis Stevenson, Dr. Jekyll ve Bay Hyde’ın Tuhaf Hikâyesi’ni gördüğü bir rüyadan esinlenerek yazmıştır. Kitabın ilk taslağını eşine gösterince beklediğinden çok farklı bir tepki aldığında ise bütün kâğıtları şömineye atarak yakmıştır. Sonrasında Bay Hyde kendisine musallat olmuş olacak ki kalemi yeniden eline alarak kitabın büyük bir çoğunluğunu üç gün içinde yazmıştır.
    İlk defa 1886 yılında yayımlanan, insanın ikili doğasını çarpıcı bir biçimde gözler önüne seren bu korku dolu bilimkurgu hikâyesini okurken, kendinizi Viktorya Dönemi’nde Londra’nın puslu, gece lambalarıyla aydınlatılmış, esrarengiz sokaklarında bulacaksınız.

    AYLAK

    Cenevre Gölündeki Olay - Unutulmuş Düşler - Ormanın Üzerindeki Yıldız - Mürebbiye öyküleriyle
    Birbirinden bağımsız bu beş öyküde, hayatın zorluklarıyla yüz yüze gelen kahramanların yaşadıkları hesaplaşmalar, girdikleri çıkmazlar, geçirdikleri dönüşümler, bazen de kapanmayan defterler yer almaktadır. Kimi zaman tek bir insan kimi zaman da ülkenin politik durumu, kahramanlarımızın hayatlarındaki belki en zor ve en önemli kararları almalarına sebep olacaktır.
    Hayatlarının dönüm noktalarında ödeyecekleri bedellerden korkmadan birbirinden cesur adımlar atan karakterlerin sarsıcı öyküleri bu derlemede sizleri bekliyor. Farklı problemlerin arasında gidip gelen hayatlarla birlikte çaresizliği ve hüznü hissedecek, yüreklere dokunan sessiz feryatlara tanık olacaksınız

    AFORİZMALAR (Kafka)

    ’Neyse ki şu dünyada orantısızlıklar sadece sayısal bir şeymiş gibi görünüyor.’’
    Kaleme alınma tarihleri (1917-1918) Birinci Dünya Savaşı’nın etkisiyle dünyanın ve verem sebebiyle de bizzat kendisinin zor zamanlardan geçtiği bir döneme denk gelen Aforizmalar, Avrupa’nın içinde bulunduğu karamsar ortamda Kafka’nın hayata dair sorgulamalarını içerir. Yazarın ölümünden sonra eserlerini okurlarla buluşturan arkadaşı Max Brod’un ilk kez 1931 yılında yayımladığı, aynı zamanda ‘’Günah, Acı, Umut ve Hakikat Yolu Üzerin Düşünceler’’ başlığı koyarak konularını özetlediği bu yüz dokuz aforizma hayata yeni pencerelerden bakabilmemizi sağlayacak derinlikte.

    HÜKÜMDAR

    'Hükümdar bir devleti ele geçirdikten sonra onu elinde tutmayı amaçlar; bu amaç uğruna başvuracağı araçlar her zaman saygıdeğer bulunacak ve övülecektir.'
    Machiavelli, dünyanın en ünlü başyapıtlarından Hükümdar adlı eserinde bir hükümdarın, iktidarı ele geçirmek ve korumak adına neler yapması gerektiğini ele alır. Machiavelli, o çok sevdiği Floransa'dan 1512 yılında sürgün edildiğinde kendini liderlik üzerine son derece nesnel bir tez yazmaya adamış ve sonunda her siyaset bilimi öğrencisinin okuması gereken, güç diplomasisi hakkında yazılmış üst düzey bir kitap ortaya çıkarmıştır.
    Tarafsızlığıyla insanları bugün bile şaşırtmakta olan bu şaheser, kişinin bir hükümdar, bir kral ya da bir başbakan olması için neleri feda etmesi gerektiğini rahatsız edici bir gerçeklikle gözler önüne sermektedi.

    DÜNYALAR SAVAŞI

    'İnsan öyle kibirlidir ve bu kibri yüzünden öyle körleşmiştir ki hiçbir yazar, insanınkine benzer dünyevi bir aklın veya ondan daha zeki bir yaşam formunun var olabileceğini on dokuzuncu yüzyılın sonuna kadar öngörememişti. Dahası, Dünya’nın yüzeysel olarak yaklaşık dörtte birinden meydana gelen ve Güneş’ten daha uzak olan Mars’ın, hem Dünya’dan daha yaşlı olduğu hem de sadece zamanın başlangıcına uzak değil, aynı zamanda zamanın sonuna yakın olduğu gerçeği de göz ardı edilmişti.”
    Dünya, Marslıların istilasına uğrar. Devasa boyutlarda metalik bir örümceği andıran yapıları ve yaydıkları ölümcül Isı Işını karşısında Dünyalıların hiçbir şansı yoktur. Dünya tarihinin en önemli savaşı başlar ve insanlığın sonu hızla yaklaşır. 'Bilimkurgunun Shakespeare’i” olarak anılan H. G. Wells’in ilk defa 1898 yılında yayımlanan Dünyalar Savaşı adlı bu kitabı, çağının ilk ve en iyi bilimkurgu yapıtları arasındaki yerini yıllardır korumaktadır.

    ZAMAN MAKİNESİ

    Victoria döneminde yaşayan bir bilimci icat ettiği zaman makinesine biner ve kendini bir anda 802.701 yılında bulur. Başlangıçta dünyanın bütün dertlerinin sona erdiğini, cefanın yerini güzelliğe, refaha ve barışa bıraktığını zannetse de yanıldığını anlaması çok uzun sürmez. Zaman yolcusu önce Eloi adı verilen insan türüyle tanışır. Ancak soyları kadim zamanların yüce kültürüne dayanan bu güzellik abidelerinin, aslında ne kadar güçsüz olduğunu ve karanlığa karşı nasıl da çocukça bir korku duyduğunu çok geçmeden keşfeder. Eloiler korkmakta haklıdırlar, çünkü yerin altında bambaşka bir insan türü; tekinsiz Morloklar pusuya yatmış beklemektedirler. Bu sırada makinesini kaybeden zaman yolcusunun da yapması gereken tek şey, Morlokların o uğursuz yeraltı tünellerine inerek makineyi onlardan geri almaktır.
    Zaman Makinesi zamanda yolculuğun ilk ve en etkili tasvirlerinden biridir. İlk kez 1895’te yayımlanan bu şaheser, Wells’in ustalıklı hikâye anlatma yeteneği ve çarpıcı kavrayışı sayesinde okuyucuları nesiller boyu etkilemeye devam ediyor.

    MİLENA'YA MEKTUPLAR

    Önce ticari bir yazışmayla başlayan, ama çok geçmeden tutkulu bir aşk mektubuna dönüşen Milena'ya Mektuplar, Franz Kafka'nın duygularını belki de en belirgin biçimde dışavurduğu eseridir.
    Yirmi üç yaşındaki Milena Jesenská oldukça yetenekli ve etkileyici bir kadındı. Kafka'nın eserlerini Çekçeye tercüme eden Milena, onun son derece karmaşık dehasını ve daha da karmaşık olan kişiliğini eşi benzeri görülmemiş bir biçimde kavrayabilmişti. Otuz altı yaşındaki Kafka, Milena'dan 'Canlı bir ateş gibi o, böylesini daha önce hiç görmedim' sözleriyle bahsederdi. Kafka, en mahrem benliğini açmıştı Milena'ya ve ilişkilerinin sona ermesinin ardından, bu günlükleri saklayacağına güvenmişti Milena'nın.
    'Ne kadar da kolay yazılıyor: seninle yaptığım kısa bir gezinti. Bu kadar kolay olduğu için insan utançtan yazı yazmayı bırakmalı. (...) Yanımda yürüyordun Milena, düşün, sen benim yanımda yürüdün.”





Ürün Yorumları
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.